Güneş gökte dursa da fark etmez artık.
Çiçekleri sulamam gerek. Çiçekleri birkaç günden beri çok acil bir şekilde sulamam gerek ama yapamıyorum. Çiçekleri hep sen sulardın, belki son birkaç yıldır ben suluyordum çiçekleri ama sen döner dönmez yine sulamaya başlayacaktın. Anlıyorsun değil mi? Umut vardı, umut varsa güneşlerimiz hiç batmaz sandım. Hoş, umut kalmadığında bile batmazmış güneşler belki ama senin güneşinin batmış olduğunu bilmek bana bu kadar acı verirken güneşlerin batmasına gerek kalmıyor, Gün.
Gün olacaktı senin adın, ah annem, güneş demezdi, Gün derdi. Gün battı, gün doğdu ve gün aydı. Sen bizim ailemizin üzerine doğan bir gün olacaktın, bu yüzden adını gün koyacaktı annem, ah annem. Sonra herkes karşı çıktı, Gün diye isim mi olurmuş, babaannem torununa gün demezmiş, o neymiş de neymiş. Başının etini yediler annemin. Annem de Güneş dedi adına, Gün-eş. Babaannem sen doğduktan iki yıl sonra öldü, zayıftı kalbi. Sonra da zaten kimse sana Güneş demedi. Gün'dün sen. Üzerimize doğmuştun.
Aslında biraz garip hissediyorum, garipten ziyade utangaç ve ne yapacağını bilemez ama garip diyesim geliyor nasıl hissettiğimi sorduklarında. Alışamamış olduğumdan gerek senin yokluğuna, nasıl hissedeceğimi bilemiyorum sen gittiğinden beri. Gitmek zorunda kaldığından beri. İyi geleceğini söylediler, yani bunun, sana bir mektup yazmanın, pişman olmamam için bunu yapmam gerektiğini söylediler ve ben de yaptım. Pişmanlığım azalır mi bilmem, her şey çok taze, öyle taze ki geceden sonra bir daha hiç sabah olmayacak sanıyorum, sanıyorum ki dünyanın sonu geldi. Özür dilerim bu yüzden.
Sen belki net hatırlamazsın, bana pek benzemiyorsun, hafızan zayıf biraz, sen yedi yaşında yoktun, ben de on yedi yaşında yoktum, babam çıkageldi eve, üstü başı dağılmış sokakta görsen tanıyamazsın hiç babamız gibi gözükmüyor, yanından geçse üzülürsün, öyle dağınık gözüküyor yani. Geldi ve bağırdı çağırdı, annemize de hayalperest dedi. Gerçeklerle yüzleş dedi, çocuklarımın isimlerinden bile ne kadar hayalperest olduğun belli oluyor dedi. Meğer bir sevgilisi varmış, gerçekçi bir kadının aşığı olmuş da annem hayalperest oluvermiş gözünde. Sen bu zamanları tam hatırlamazsın, iyi ki de hatırlamıyorsun. Sancılı geçti boşanma süreci. Annem, ah annem, çok âşıktı babama, yıkılmıştı. Yıkılmıştı ama yapabileceği bir şey yoktu, kendini yırtıp bağırarak ağlayamazdı, her şey olup bitmiş, anneme de kabullenmek kalmıştı.
Bizim fırtınamız da bu derdi annem, her asil kaptan gibi fırtınamızı göğüslemeliyiz derdi. Fırtınadan kastının ailemizi yakıp yıkan bu olay olduğunu sanmıştım ama yanılmışım. Anneciğim, ah anneciğim, gidiverdikten sonra notları arasında buldum.
Fortuna Latincede yazgı demek.
Fırtınamızı göğüsledik, atlattık onu ama hayatın bizim için planladığı başka fırtınalar da vardı, kayıp vermeden kurtulmanın imkansız olduğu fırtınalardan bahsediyorum. İlk çağ tanrılarına görkemli sunak taşlarında verilen kurbanlar gibi bir kurban vermek zorunda olduğumuz fırtınalar.
Ben yirmi yaşındaydım, sen on yaşında, battaniye altında okuduğun kitaplara kıkır kıkır gülerdin. Sonra lanetimiz çöktü üzerimize: Lösemi.
İlk annemi yakaladı bu sinsi lanet, ben yirmi yaşındaydım, oradan oraya koştum, yapmadığım şey kalmadı.
Ben yirmi üç yaşındaydım, anneciğim gidiverdi.
Sen on üç yaşındaydın, bir daha hiç kıkırdamadın.
Çok ağladım, sana belli etmedim ama çok ağladım. Eğer şu anda, tam da şu anda bu yazdıklarımdan haberdarsan, bir şekilde yukarıdan, yıldızlardan ya da yanı başımdan yazdıklarımı okuyorsan bunu bil isterim. Ben de çok ağladım. Gözünün önünde ağlayamazdım, anla beni. Babam başka bir kadının aşığıydı artık, başka bir ülkede aşık olduğu kadının çocuklarıyla yaşıyordu. Dönmedi yanımıza, aradı, üzgünüm dedi. Bir de hesap numaramı aldı, o kadar.
Bense dergiyi yürütmeye uğraştım, annemin on yıllık emeğini, gözünün nurunu devam ettirmeye uğraştım. Anneciğim gidiverdi ama Sevgilim, Hayat satmaya devam etti. Eğer sen Gün'üm, sen benden haberdarsan şu an, annem de haberdar olmuştur bir zaman ve biliyordur bunları. Lütfen bilsin, dayanağım kalmadı başka.
Sana belli etmedim ve göremedim senin günden güne eridiğini. Sen tam on beştin, tam on beşinde yakalamıştı seni lanetimiz, lösemi.
Yirmi beş yaşındaydım, yirmi üçümden daha hızlı, yirmi üçümden daha çok koştum. Yirmi üçümden daha fazla şey yapmaya çalıştım.
Güneşler yakaladım senin için, güneş batmazsa hiç gitmezsin sandım. Güneşler battı ya akşam olunca, şafağa kadar nöbet tuttum başında, Gün. Dedim ki kendime, Göğ, dedim. Güneş doğarsa gitmez Gün. Gidemez. Güneş doğana kadar bekledim pencere başında. Güneşler doğarsa hiç gitmezsin sandım. Yirmi beştim, çaresizdim. Saçlarımı kestim senin için, Gün. Koştum hiç durmadan koştum. Dernek, sen, dergi, sen, annem, sen.
Hep koştum, yemin ederim sana bir kere bile şikayet etmedim, hakkım yoktu Gün. Hakkım yoktu şikayet etmeye. Hasta olan sen iken bir kere sızıldandığını duymadım, nasıl şikâyet ederdim. Şikâyet edersem eğer nasıl senin ablan olabilirdim?
Çok korktum, batık güneşlere lanet ettim, seni benden alacaklar ve güneş bir daha hiç doğmayacak sandım. Kızıl güneş yatak örtüne her vurduğunda titredi kalbim. Güneşler ebediyen batacak sandım, daha çok koştum, daha çok lanet ettim.
Bir gün, tam otuzdum, o günün geleceğini bilmezden geliyordum ama bir gün, güneş doğdu, hiç batmayacak sandığım bir güneş daha doğdu, hep gökte dursun istedim, sen çok zayıftın Gün. Hep gökte kalsın güneş istedim, hep parlasın, hiç batmasın istedim. Gökteki güneş batarsa tüm güneşler batar sandım. O gün bütün günlerden daha fazla korktum.
Sen, Gün, tam da gün ortasında battın, hiç batmasın istediğim güneş, sen, battın. Karardı dünyam, yemin ederim sana tüm güneşler battı sandım, bir daha hiç doğmaz sandım günler ama şafak söktü, gün aydı, hiç aymaz sandım sen battıktan sonra hiçbir gün aymaz, hiçbir kuş ötmez sandım ama gün aydı.
Kahroldum. Doğmuş ve batmış tüm güneşlere lanet ettim Gün.
Sen Gün-eş, annem, ah annem, Ay-ca ve ben Göğ-ce. Sen battın, annem battı ben kapkara kaldım.
Tüm güneşler batar sandım batmadılar, sen gidiverdin annem gibi, gün aymaya devam etti ama güneş gökte dursa da fark etmez artık.
Göğ-ce.
Ablan.
Yorumlar
Yorum Gönder